Categories
- Genel (50)
Yakın Zamandaki Gönderiler
- PARAGRAF FULLEME TAKTİKLERİ NELERDİR?15 Ağustos 2024
- Hızlı Paragraf Çözme Tekniği Hakkında Her Şey11 Temmuz 2024
- SINAVI KİMLER KAZANACAK?1 Haziran 2024
- PARAGRAF FULLEME TAKTİKLERİ NELERDİR?
Okuma bir dizi alt beceriden oluşur ve bu alt becerilerden en önemlisi anlamadır. Anlama, başka bir deyişle benimsemedir. Okuduğunu anlama, ilkokul yıllarında kazanılan, kişinin yaşamı boyunca geliştirilerek devam eden bir süreçtir. Bir metinde, yazarın stilini, amacını ve mesajını değerlendiren, kendi bakış açısıyla yorumlamasını sağlayan bir beceridir. Göz aracılığıyla görüntülenen sembollerin beyin tarafından anlamlandırılması ve yaşama kazandırılması sürecidir.
Okuma, bireyin günlük ihtiyaçları arasında yer alır. Okuduğunu anlama becerisi pratiklerle geliştirilmelidir.
Okuduğunu anlama, ilkokuldan itibaren üst yaş sınırı olmadan her birey için önemli bir beceridir. Yetişkinlerde sosyal becerilerin güçlenmesi, iş hayatının kolaylaşmasında etkendir. Bloom taksonomisine göre özellikle öğrencilerin okuduğunu anlama gücü ile matematik, fen bilimleri, dil ve edebiyat derslerindeki başarıları arasında ciddi bir ilişkinin olduğu gözlemlenmektedir.
Okurun, okuduğunu anlamasını geliştirmek için okuma öncesi, okuma sırası ve okuma sonrasında birtakım yöntemler kullanması metnin anlaşılmasını kolaylaştırır. Aynı zamanda okuma ortamının da anlamaya etkisinin gözden kaçırılmaması gerekir.
Her şeyden önce bireyin kendisini psikolojik olarak hazırlaması gerekir. Sessiz, temiz ve ışıklı bir ortam hazırlanmalıdır. Okuma yapılacak alanın düzenlemesi gerekir. Elbette tüm bu koşullar bireye göre farklılık göstermektedir.
Okurun, okumaya başlamadan önce okuma amacını belirlemesi gerekir. Okuyacağı metni neden okuduğunu ve kendisine nasıl bir fayda sağlayacağını düşünmesi, dikkatinin metin üzerine yoğunlaşmasını sağlar.
Okuma öncesi, okunacak metinle ilgili sorular hazırlamak, bilinçli okuma gerçekleştirilmesini sağlar. Okuma sırasında bu soruların cevabı bulundukça bağlantılar kurulmaya başlanır ve anlama derin bir şekilde gerçekleşir.
Okurun okumaya başladığı metin bildiği bir konuyla ilgiliyse, ne okuyacağına dair bir fikri var demektir. Yani anlam belirsizliği en baştan azalmıştır. Okunan metnin konusu ne kadar tanıdıksa, o kadar kolay anlaşılır.
Okurun kendine olan güveni yüksekse, zor metinleri bile okuyabilir. Ayrıca okuyucunun okumaya karşı istekli olması okuduğunu daha iyi anlamasını sağlar.
Okuma dağınıklığının en fazla gerçekleştiği aşama okuma sırasında gözlemlenir. Okurun zihni farklı alanlara kayabilir, örneğin gün içerisinde yaşananlar okuma sırasında zihni meşgul eder ve okuru metnin akışından koparabilir. Okurun okuma sırasında dikkati tamamen metinde olmalıdır. Okuma sırasında kullanılan yöntemler anlamaya direkt olarak etki eder.
Okur, okuma sırasında önemli gördüğü yerlerin altını çizmelidir. Aynı zamanda bu yöntem metnin hızlı bir şekilde tekrar edilmesini sağlar. Elbette bu yöntem okurun seviyesine göre sınıflandırılmalıdır. Küçük okurlar, metnin önemli-önemsiz yerlerini birbirinden ayırt edemeyebilirler. Küçük okurlar için okunan metnin zihinde canlandırılması, görsellerin hayale döndürülmesi de anlamaya etki eder. Aynı zamanda başkasına anlatıyormuş gibi okuma yani taklit etme de küçük yaş grubu için önemli yöntemlerden biridir.
Okur, okurken metnin kenarına açıklamalar yapabilir ya da işaretler koyabilir. Bu yöntem metnin okur tarafından yorumlanmasını ve düşüncelerini metne işlemesini sağlar. Kendi kelimeleriyle metnin içine giren okurun anlamasına da katkı sağlayan bir yöntemdir.
Okuma sırasında kelimelerin değil, düşüncelerin takibinin yapılması bireyin konuyu anlamasını kolaylaştırır. Okuyucunun okurken tek tek kelimelerin anlamını değil, cümlelerin anlamını göz önünde bulundurması gerekir.
Okurun, okuma bittikten sonra kullanacağı yöntemler okuduğunu anlamasını geliştirecek önemli etkenler arasındadır.
Okunan metnin tekrar edilmesi bu yöntemlerden bir tanesidir. Okuma sırasında altı çizilen yahut not alınan yerlerin gözden geçirilmesi de tekrara yardımcı olacaktır. Öğrenilen bilginin tekrar edilmesi bellekteki kalıcılığı artırır.
Okuyucunun, okuduğu metinden öğrendiği yeni bilgileri eski bilgilerinin üzerine anlamlandırarak inşa etmesine ise anlamlandırma yöntemi denir. Bu yöntemde metinde anlatılanları kendi cümleleriyle ifade etmesi, hatırlamayı kolaylaştırıcı unsurlar kullanması ve özet çıkarması söz konusudur. Bu şekilde öğrenilen bilgi yapılandırılır.
Okur, uzun soluklu ve zorlayıcı bir metinle karşı karşıyaysa metni parçalara ayırabilir. Okunan metni parçalara ayırmak okurda sonuca çabuk ulaşma bilinci oluşturacağı için motivasyonu yükseltir.
Okuduğunu anlama becerisinin gelişmesi için kelime dağarcığının zenginleştirilmesi büyük önem taşır. Kelime tanıma becerisi yüksek olan okuyucular, kelimeleri hızlıca seslendirir ve enerjilerinin büyük bir bölümünü anlamlandırmaya ayırırlar. Kelimeleri tanıyan okuyucuların, okumaları akıcı, kavrama becerileri yüksek ve hızlıdır. Kelime tanıma becerisi az gelişmiş yahut gelişmemiş okuyucular kelime seslendirmeye odaklandıkları için anlamaya vakit ayıramazlar. Bu tür okuyucular hem yavaş hem de yanlış okurken okuduklarının da çoğunu anlayamazlar.
Okumanın akıcılığı, anlamanın yüksek oranda gerçekleşmesi için bireyin kelime dağarcığını geliştirmesi yani kelimelerle karşılaşacağı bir ortam oluşturması gerekir.
Elbette ki okuduğunu anlama sürecinde okunan kelimenin anlamını bilmek tek başına yeterli değildir. Kelimenin anlamını bilmenin yanı sıra kavrama, anlama, zihinde yapılandırma, aralarında ilişki kurma ve değerlendirme yapmak da gereklidir.
Okuduğunu anlama, okuyucunun geçmiş bilgileri ile metinden öğrendiklerini karşılaştırıp, birleştirerek yeni bir düşünceye ulaşmasıdır. Birey metni okuduktan sonra, sahip olduğu bilgi ile metinde sunulan bilgi arasında bağlantı kurmalıdır.
Yukarıda belirtildiği gibi okuduğunu anlama sürecinde kelime dağarcığının zenginleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Kelimelerden hareketle cümleyi, cümleden hareketle de metni anlamanıza yardımcı olur.
Okur, okuduğu metinle ilgili sorular oluşturmalı bu soruları sıklıkla sormalıdır. Okur tarafından hazırlanan sorular hâkim okuma becerisini güçlendirecek aynı zamanda dikkatin dağılmasını da engelleyecektir.
Ne tür sorular sormalıyız:
Okur, okuduğu metnin devamı hakkında tahminlerde bulunabilir. İpuçlarını kullanarak birçok noktada yazarın durduğu yerden yazar gibi düşünmeyi amaçlamalıdır. Bu yöntem okura farklı dünyaların kapısını açar.
Okuduğunu anlama yöntemlerinden özetleme, metinde okurun neye önem verdiğini apaçık ortaya koyar ve kendi kelimeleriyle ifade etmesini sağlar. Okunan metni gerçekten anlayıp anlamadığınızı belirlemenize ve okuduklarınızı uzun süre hatırlamanıza olanak sağlar.
Birey, bir metni okuduktan sonra çevresindeki insanlarla ya da bizzat kendisiyle metni değerlendirmeli ya da tartışmalıdır. Geçmiş bilgileriyle karşılaştırıp eleştirel bir yöntem kullanmalı ve metne dair beğendiği ya da beğenmediği yerleri karşılaştırmalıdır. Bu yöntem aynı zamanda okuma kültürünün oluşmasına ve okurun bir sonraki seçimlerinde hangi yönde hareket edeceğini de belirleyecektir.
Aynı zamanda okuduğunu anlama becerilerinin kuvvetlenmesinde bireyin hızlı bir okuyucuya dönüşmesi de etkendir. Kişinin kendine hedefler koyması bu hedefe ulaşana kadar okuma yapması aynı zamanda okuma tamamlandıktan sonra değerlendirmesi de ön plana çıkmaktadır. Zamandan tasarruf edilmesi ve anlama en kısa sürede ulaşılmasını da sağlar.
Okuduğunu anlama becerisini geliştirmek bir süreç işidir. Başlangıç evresinden itibaren seviyesel olarak ayrımlar yapılmalı ve okuma bilinci oluşturulması adına çaba gösterilmelidir. Okuduğunu anlama genel olarak bilişsel bir beceri gibi görünse de çevresel faktörlerin de etkisi altındadır. Günlük hayatta okumaya ayrılan zaman, okuduğunu anlama becerisini geliştirdiği gibi okumayı daha keyifli hale getirir. Okuma tercihlerimizi keyif için okuma ya da gelişim için okuma olarak sınıflandırabiliriz. Unutulmaması gereken nokta ise keyif için okunan metinlerden de sosyal ve kültürel anlamda bilgi edinildiğidir.