Categories
- Genel (30)
Yakın Zamandaki Gönderiler
- Hızlı Okuma Sertifikası Ne İşe Yarar?24 Mayıs 2023
- ZİHİN HARİTALARI1 Mart 2023
- KİTAP OKURKEN ODAKLANAMAMAK27 Şubat 2023
- Hızlı Okuma Sertifikası Ne İşe Yarar?
Sevgili ilkokul velisi,
Ben, mesleğine on yılını vermiş her eylül döneminde bir çocuğa dönüşen, giyeceklerini baş ucuna koyarak uyuyan ilkokul öğretmeni Kübra Öğretmen. On yılıma dokunmuş, hayatının tamamına dokunduğum yüz on beş öğrencimin bana kattığı tecrübelerle yazıyorum sizlere bu mektubu.
Birbirinden farklı onlarca çocuğun ve siz velilerin heyecanı ile başlar bu uzun eğitim yolculuğu. Biz öğretmenler ilkokulda kazanılacak tüm temel becerilerde en önemli etkenin velilerimiz olduğunu biliriz ve bu temeli sizlerle beraber atmak isteriz. Yaşadığınız gurur, heyecan, korku, telaş sevinç gibi karışık duygular dozunda olduğu zaman gayet normaldir.
Beş parmağın bile farklı olduğunu bilsek de istek ve ihtiyaçları çok benzerdir ilkokul çocuğunun. Öncelikle her davranışınızda sevgi arar ve sevgiye kat kat karşılık verirler. Oyunla öğrenirler ve oyuna hemen uyum sağlayabilirler. Teknolojiye karşı ilgili olurlar ve bu konuda doğru yönlendirilmeye ihtiyaç duyarlar. Bazen akranlarına karşı oldukça acımasız davranabilirler bunun, empati yeteneklerinin gelişmemiş olmasında önemli etkisi vardır. Çabuk yorulur, sıkılırlar, dikkat süreleri kısadır. Yaptıkları etkinliklerde takdir edilmek ister ve onay beklerler. Bizlerin geçiştirici cümleleri onları zedeleyebilir. Her yaptıkları işin ciddiye alınmasını bekler, fikirlerine verilen kıymeti takip ederler. Biricik olsalar da bu yaş çocukların genel özelliklerini bilmek işimizi kolaylaştırır.
Elbette çocuğumuz için her şeyin sorunsuz olmasını isteriz fakat okul, hayatın bir parçasıdır ve hayat pürüzsüz değildir. Okulun ilk günü onlar için hayat farklı bir açıdan yeniden başlar. Okul kültürüne uyum her yönüyle değerlendirilmesi gerekilen bir konudur. Tam da bu aşamada çocuğumuz ilkokulda bazı sorunlar yaşayabilir. Okul öncesi eğitimi almış veya değişik sosyal ortamlarda bulunmuş çocuklar bu duruma kolay uyum sağlarlar. Çocuğumuzun okul kültürüne uyum problemi yaşamaması için ilkokula başlamadan önce sosyalleşmesi için ortamlar oluşturmak gerekir. Okulun sosyal bir çevre olduğunun farkına varamayan çocuklar kendini ifade etmekte ve iyi ilişkiler kurmakta oldukça zorlanır. Bu durumda çocukları adına kendini ifade etmek siz velilere kalır. Çocuklarınız adına sorun çözücü değil yol gösterici olun. Akademik olarak beklentileriniz doğrultusunda tutumunuz çocuklarımızı zorlayabilir. Özellikle ilkokul döneminde her öğrenciyi kendi gelişim sürecinde değerlendirmek gerekir. Çocuk, her durumda ona destek olduğunuzu bilmeli ve size sonsuz güvenmeli. Neden başarısız olduğunu, sonuca bakarak yargılamak yerine başarıya giden basamakları beraber inşa etmelisiniz.
Onların başarısına yapabileceğiniz en büyük katkı sorumluluk bilinci kazandırmaktır. Sorumluluk bilinci ilkokul döneminden önce kazandırılması gereken bir beceridir. Planlı çalışma ve öğrenilen konunun tekrarı konusunda yardımcı olmalısınız. Çocuklarınızın oyun çağında olduğunu unutmamalı, oyunla öğretim tekniklerini evinizde de kullanmalısınız. Teknolojiyi eğitim amacıyla kullanmaları için yol gösterici olabilirsiniz.
Kitap okumak öğrencinin ders başarısını da olumlu yönde etkileyen önemli bir konudur. Kitap sevgisi ailede başlar. Henüz okuma yazma öğrenmeden bile çocuklarımızla kitap okuma saatleri yapıp kitap üzerine sohbet ederek okuduğumuz kitabı değerlendirmeliyiz. Bu, anlamlı okumanın temelidir. Bir film, dizi hakkında konuşabiliyorsak bunu bir kitap için de yapmalıyız. Elbette çocuğumuz her kitabı sevemez, ilgi ve merak duyduğu konularla ilgili seçimlerini, özgürlüğünü desteklemeliyiz. “Çocuğum ne okursa kar” mantığı ile yaklaşmak doğru değildir. Seçici okur olmak okuma alışkanlığının devamını getirir. Okumak, anlama ve yorumlama olmadan sadece yazıyı seslendirmek olarak kalır. Başarının temeli iyi okumak ve öğrendiklerini önceki öğrenmeler ile bütünleştirmektir.
Çocuğunuzun karakterini ilkokul döneminde en çok etkileyen şey evdeki aile ilişkileri anne baba tutumudur. Evdeki sevgi, saygı ortamı sağlıklı bir çocuğun besinidir. Buna bağlı olarak toplumun yetişkin bireyi olma yolunda ilerleyen çocuğunuzun okuldaki sosyal çevresi karakterine şekil verecektir.
İlkokul öğrencisi için sınıf öğretmenleri tam anlamı ile bir rol modeldir. Onlarla kurduğumuz sağlıklı ilişkiler karakterlerini olumlu yönde etkileyecektir. Yine bu durumda sosyalleşmenin önemine vurgu yapmak isterim.
Çocuklar biz büyüklerin aynasıdır. Kendi yaptığımız yanlışları onlara yasak olarak bildirmemiz kadar anlamsız bir davranış yoktur onlar için. Yanlış bir şey yaptığınızda özür dileyin ki özür dilemeyi öğrenebilsinler. Onlara karşı asla yalan söylemeyin. Size güvenlerini sarsmayın. Sevginizi göstermekte çekingen davranmayın. Sarılın ve sevginizi gösterin ki en doğru sevgiyi sizden öğrensin. Başkalarının yanında hatalarını söylemeyin, kimse yokken anlatın doğruları. Anne baba olarak aynı yerde durun, tutarlı ve kararlı olun. Çocukları çelişkide bırakmayın. Onlar, sorumluluklarını yerine getiren anne baba görmek isterler, kimlik edinme sürecinde sizi örnek alırlar. Onları reddettiğinizde mutlaka nedenini açıklamalısınız. Çocuğunuzu bir başkası ile kıyaslamayın hele kardeşi ile asla.
Neden sınavdan 100 değil de 95 aldığını sorgulayıcı olmayın mesela. Yanlış bir davranışında, çok sinirlenseniz bile ona sahip olduğunuz için pişman olduğunuzu söylenmeyin. Anne baba olarak yaşadığınız hiçbir sorunu sanki çocuğunuz dert ortağınız gibi onlara yüklemeyin.
İlkokul birinci ve dördüncü sınıf arasında öğrenci pek çok açıdan gelişim gösterir. Bu gelişimler farklı istek ve ihtiyaçları beraberinde getirir.
Birinci sınıf öğrencisi daha tedirgin ve heyecanlıdır. Nasıl davranması gerektiğini tam kestiremez, iyi birer gözlemcidir. Çabuk kırılır, üzülür. Kurallara daha sadıktır. Okul öncesi eğitim aldıysa çok daha sorunsuz bir yıl geçirir.
Birinci dönem okuma yazma öğrenme sürecidir ve sizleri zorlu bir süreç bekler. Evde bol tekrar, birebir ilgilenme gerektiren bir dönemdir. Çocuğum okuma yazma öğrenemeyecek diye kaygılanabilirsiniz. Yaşayacağımız panik çocuğumuza da yansır. Önemli olan çocuk üzerinde kalıcı hasarlar bırakmamaktır. Daha yolun çok başında okumaktan soğutmamalıyız. Çocuk anne babasından uzun bir süre ayrı kalacağı için daha duygusal olacaktır. Bu dönemde çocuğumuzun en önemli besininin oyun olduğunu da göz ardı etmemeliyiz.
İkinci sınıfta okula uyum sürecini çoğunlukla atlatmış, öz denetimi biraz daha kazanmış olurlar. Birinci sınıfta okuma yazma öğrenmiş ve anlamlı okumayı sağlayabilmişse ikinci sınıfa hazırdır. Burada okuma alışkanlığı tam olarak oturmuş olmalı, okumaktan zevk almalı. Bunun için gerekli ortamı mutlaka oluşturmalısınız, kendine ait bir kitaplığı olmalı. Okuma kurallarını doğru uygulamalı, ses tonunu, noktalama işaretlerini, vurguları doğu şekilde kullanmalı. Hayal gücünü okumayla birleştirmeli. Bazen sesli okumalar bunu destekleyecektir. Problem çözmesi için problemi okuduğunda anlayabilmeli. Matematik de aslında büyük ölçüde okuduğunu anlamakla paralel ilerler. Çocuğumuzun özel bir alana ilgisi, yeteneği varsa keşfetmek için tam doğru kademedesiniz. Geç kalmamanızı, iyi gözlem yapmanızı öneririm.
Üçüncü sınıfta eklenen yeni dersler ve konularla anlamlı okumanın önemini bir kez daha göreceksiniz. Dersler ikinci sınıfın tekrarı gibidir, genel anlamda sizleri zorlamayacaktır. Çocuklar istek ve ihtiyaçlarında daha ısrarcı olabilirler. Onlara kendi kişisel alanlarını çizmekte destek olmalısınız. Okuma alışkanlığına yazma becerisi eklemek için doğru zaman. Hikaye, anı, şiir, görselden hareketle metin yazma, özet çıkarma çalışmaları bu sınıf için gerekli kazanımlardır.
Dördüncü sınıf müfredatı oldukça geniş ve detaylıdır. Fen ve Sosyal Bilgiler dersinde yepyeni kavramlar, deneme sınavları, yazılılar ve vazgeçilmez yeni nesil sorular… Bu süreçte en büyük yanlış kitap okumaya ayrılan sürenin kısalmasıdır. Oysa tüm derslerin başarı temeli iyi bir okur olmaktır. Günde en az yarım saatlerini kitap okumaya ayırmalılar.
Genel olarak siz veliler eğitimin en önemli parçalarındansınız. Değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurabildiğimiz ölçüde çocuklarımızın istek ve ihtiyaçlarını anlamlandırabiliriz. “Bizim çocukluğumuzda…” diye başlayan cümleler onları hiç etkilemiyor. Ayak izlerimizi takip ettiklerini aklımızdan çıkarmayalım. Okuyun ki okusunlar, yapın ki yapsınlar. Her koşulda sevin, güvenin ve bunu gösterin.
Kübra Göktaş- Sınıf Öğretmeni
19.12.2022