Categories
- Genel (30)
Yakın Zamandaki Gönderiler
- Hızlı Okuma Sertifikası Ne İşe Yarar?24 Mayıs 2023
- ZİHİN HARİTALARI1 Mart 2023
- KİTAP OKURKEN ODAKLANAMAMAK27 Şubat 2023
- Hızlı Okuma Sertifikası Ne İşe Yarar?
Biliyoruz ki birçok anne-baba çocuğuna kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandıracakları yönünde araştırma içindeler. Yazımızda sizleri bunaltmadan, yormadan bu konuda yol gösterecek hususlara değineceğiz.
Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte çocukların kitaplara olan ilgisi azalmaya başladı. Sabit bir şekilde sayfalar arasında ilgi çekici şeyler bulmak, -içinde büyük bir enerji patlaması yaşayan-çocuklar için sıkıcı bir hal alırken aynı şekilde saatlerce renkli ekranlara bakmak ise eğlence unsuru haline geldi. Çocuklar kitapları teknolojik malzemelerle kıyaslamaya başladılar ve daha en başından bu kıyaslamanın kaybedeni kitaplar oldu.
Peki kitap okuma bir kıyaslamaya tabi tutulabilir mi? Elbette hayır. Kitap okumak; yemek gibi, su gibi bir ihtiyaçtır. Çocukların dil gelişiminden zihin gelişimine kadar pek çok alanda temel destekleyicidir.
Ebeveynler kitap okumanın ne kadar önemli olduğunun farkındalar fakat çocuklarına bu önemi aşılayabilmek için doğru davranışları sergiliyorlar mı? Bu konuda yetişkinlerin önce kendilerini sorgulamaları ve doğru teknikleri uygulamaları gerekir. Her çocuk biriciktir. Bir çocuğu en iyi tanıyan ebeveynleri onu yönlendirme konusunda motive edici yöntemler kullanmalıdır.
Anne ve babalar genelde “Çocuğum kitap okumuyor.” savının arkasına sığınır. Sıkıldığını, dikkatini veremediğini, okuduğunu anlamadığı için okumaktan çekindiğini, kendi seçtiği kitabın bile yüzüne bakmadığını dile getirirler. Peki çocuğun seçtiği kitap dil gelişimiyle uyumlu mudur? Rahatlıkla ve güvenle okuyabileceği bir kitap mıdır? Mesela çocuğunuza kitap seçmeyi öğrettiniz mi?
Sevgili ebeveynler, öncelikle her çocuk birbirinden farklıdır. Bu farklılığı kabul etmeli ve asla çocuklarınızı diğerleriyle kıyaslamamalısınız. Okuma alışkanlığı her çocuk için farklı ilerleyen bireysel bir süreçtir.
Bir çocuğun anne karnında gelişmeye başladığı andan itibaren, kitaplarla tanışmasının önemli olduğunu birçok kez duyduk. Aslına bakılırsa istisnalar dışında bireyin kitaba bakışının ilk evresi ailedir. Çevresinde kitapların olduğu ve bu kitapların aktif bir şekilde kullanıldığı görüntüsü erken çocukluk döneminden itibaren büyük önem taşır. Çocuk doğana kadar işitsel, doğduğu andan itibaren ise görsel ve işitsel olarak modellemeye başlar.
Kısacası çocukların okuma becerisi kazanma evresine kadarki dönem aileye büyük iş düşmektedir.
Çocuklarınıza kitap okuma alışkanlığını kazandırmak için önceliğiniz, daha önceden kazandıkları alışkanlıkları gözlemlemek olmalıdır. Karakteri, dil gelişimi, ihtiyacı, okuma amacı, okumaya yüklediği anlam üzerinde fikir sahibi olmalısınız yani kısacası önce çocuğunuzu daha sonra ilgiyle okuyacağı kitabı tanımalısınız.
Eğer çocuğunuz, düzenli kitap okuyor ama okuma yanlışları yapıyorsa, doğru okumayı öğrenmesi için desteklenmesi, yavaş okuyan çocuğun okuma hızının arttırılması, düzenli okumayan bir çocuğun günlük okuma saatinin sabitlenmesi, ilgi ve isteğine yönelik okuyacak yayın bulamayan bir çocuğun ise seçimlerini anlayabilmesi gerekir. Tüm bunlarla beraber bir hedef belirlenmelidir.
Çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak isteyen bir ebeveyn, hedefini belirledikten sonra dikkatle kontrol etmesi gereken ikinci aşamaya geçmelidir. Bu aşama “motivasyon” adını alır.
Okuma alışkanlığı kazandırma aşamasında dış motivasyon ödüle dayandırılacaksa bu ilk deneme için kullanılmalıdır. Sonraki denemelerde güdüleyici etkinlikler kendini durdurmalıdır. Kitap okumanın bir ihtiyaç bir sorumluluk olduğunun bilincinde olmalıyız. Sorumluluklarımızı ödül-ceza sistemine dayandıramayız. Çocuğa kitap okumazsa bilgisayarla oynayamayacağı, parkta zaman geçiremeyeceği, istediği video oyununun alınmayacağı dikte edilirse kitap ve çocuk arasına keskin ve sevimsiz bir set çekilir. Bu durum aynı şekilde kitap okursan istediğini yaparım düşüncesi için de geçerlidir. Ebeveyn kitap okumada ödül-ceza sistemini kullanırsa kendini hırpalamaktan öteye gidemez.
Okullarda da çocukları, notlarla ödüllendiriyor ya da cezalandırıyoruz. Ailede ebeveynin okulda öğreticinin bu tutumu kitapla sevgi bağı kurulması aşamasında bir kopukluk yaşanmasına sebep oluyor. En başında her çocuğun biricik olduğunu söylemiştik. Bazı çocuklar olumlu motivasyonla bazı çocuklar ise olumsuz motivasyonla yaşamlarına şekil verebilirler fakat temelde en büyük amaç çocukta iç motivasyonu sağlamak olmalıdır. Çocuğun iç motivasyon dilini öğrendiğinizde başarılı bir yolculuğa başlamış olursunuz. Kitap okumaya yönelik iç motivasyon geliştirmiş bir çocuk artık kitap okuma alışkanlığını kazanmış demektir. İç motivasyon içinse iyi takip edilmiş bir çocukta neredeyse her dönem yaş ayırmaksızın geliştirilebilir. İç motivasyon için çocuğun ilgisini çekmeniz ve onda büyük bir merak uyandırmanız gerekir.
İnsanlarda üç çeşit algı yöntemi vardır. Bu algı yöntemleri dokunsal (kinestetik), görsel ve işitsel olarak üç ayrı kategoride şekillenir.
Kinestetik algı yöntemi, çocuklukta yoğun olarak görülür ve yaş ilerledikçe azalmaya başlar. Bu da çocuklar ve yetişkinler arasında ortak dil kurulmasını ve anlaşılmayı engeller. Çocuklar hareketlerini sınırlamakta güçlük çekerler ve ebeveynlerinden sürekli oturmaları, sallanmamaları yönünde direktifler alırlar. Ne büyük zorluk!
Kinestetik algı merkezli çocukları, okuma esnasında sabitlemek için zorlamayın. Algılarının harekete dayalı olduğu bilincine sahip olduğunuzda öğrenme şeklini kabul etmiş olursunuz. Bu hem siz hem de çocuğunuz için büyük bir rahatlıktır. Kinestetik algıya sahip çocuklar için kitapların içinde kendi başlarına yapabilecekleri aktivitelerin bulunmasına izin vermelisiniz. Metinlerini daha kısa tutabilirsiniz. Üç boyutlu kitaplar tercih edebilirsiniz. Aldığınız kitapların içine notlar bırakabilir ve sevgi dilinizi işletime sokabilirsiniz.
Görsel algı yöntemi, her yaştan insanda görülür. İnanılmaz detaycılardır ve bu özelliklerini konuşurken de kullanırlar. Zihinlerinde devasa bir resim vardır ve bu resmi aktarmaya çalışırken hem hızlı konuşurlar hem de dinleyiciyi bunaltacak kadar detaya inerler. Görsel algının baskın olduğu bireyler ikili diyaloglarda karşısındaki kişiyi dinlemiyor gibi görünür fakat o an kelimeleri resimlere çevirip zihinlerine aktarmakla meşgullerdir. Öğrenme şekli görsele dayalı insanlar için fotoğraflar, haritalar, mimari eserler, estetik değeri yüksek olan unsurlar büyük önem taşır. Aynı zamanda bu bireyler televizyon, bilgisayar, tablet gibi görsele dayalı eşyalarla uzun zaman geçirirler.
İşitsel algı yöntemi, genellikle erken yaşta konuşmaya başlayan çocuklarda görülür. Bu çocuklar seslerle düşünür ve sadece başkalarını değil kendini de dinlemeyi başaran çocuklardır. Gürültü içerisinde kitap okuyamayan, sınav esnasında en ufak sesten dikkati dağılan çocuklar işitseldir. Derin sesleri duyabilirler. Bu çocuklar ders esnasında öğretmenlerinin konuyu sık sık tekrar etmelerini isterler. Bunun sebebi dikkatsizlik değil aksine değer taşımayan seslere olan hassasiyetleridir. İşitsel algıya sahip çocukların en etkin anlama yöntemi konuşup tartışmaktır. Okuma alışkanlığı konusunda işitsel algısı yüksek olan çocukların aileleri diğerlerine oranla daha da şanslıdır.
Kısacası çocukların kitap okuma alışkanlığını kavraması için başlangıç aşamasında daha az kural ve yönerge sunmalısınız. Çocuğunuzun teknolojik materyallere olan ilgisini kısıtlamak istiyorsanız bunları kitapları kullanarak yapmamalısınız. Evde oluşturulan kitap köşesini renklendirmeli ve dikkat çekici hale getirmelisiniz. Okumanın çocuğa özgü değil her insan için ortak bir beceri olduğunu bilmeli ve çocuğunuzla birlikte kitap okumalısınız. Hatta çocuğunuzun okuyacağı kitabı bölümlere ayırabilir ve birlikte okuyabilirsiniz. Okuma alışkanlığı kazandırma çalışmalarında çocukların kitaplarla olan bağını arttırmak için algı dillerine göre hareket edebilirsiniz.
Son olarak asla aklımızdan çıkartmamamız gereken konu ise “okumayı öğrenmek okuma alışkanlığı edinmekten daha kısa bir süreci kapsar.” Yani okuma alışkanlığı diğer tüm alışkanlıklar gibi zamana ihtiyaç duyar.