Categories
- Genel (50)
Yakın Zamandaki Gönderiler
- PARAGRAF FULLEME TAKTİKLERİ NELERDİR?15 Ağustos 2024
- Hızlı Paragraf Çözme Tekniği Hakkında Her Şey11 Temmuz 2024
- SINAVI KİMLER KAZANACAK?1 Haziran 2024
- PARAGRAF FULLEME TAKTİKLERİ NELERDİR?
İnsan, doğduğu an itibariyle anlamak çabası içine girer. Annesinin gözleriyle, etrafındaki tüm nesnelerle, iletişim kurarak tanımlamaya başlar dünyayı. Anladıkça kişiliği, benliği, dili ve sosyal becerileri gelişir. Keza insanoğluna medeniyetler kurduran ve keşifler yaptıran tüm çabanın içerisinde anlam ve üretim süreci yatar.
İnsan, merak eder, soru sorar ve sorularına cevap arar, anlar ve üretir. Bu döngü insanlığın ilk yılları itibariyle devam etmektedir. Günümüze geldiğimizde, bilgiye çok daha kolay ulaşılmaktadır. Çok hızlı yayılan bilgi akışının bu denli kolay ulaşılabilir olması ise anlama gücünün gelişimini zaruri hale getirir. Gördüklerimiz ve duyduklarımızı anlamalıyız ki doğru ve yanlış olanı ayırt edelim, anlamalıyız ki hızla çoğalan bilgiyi yakalayıp fikirler üretelim. Unutmayalım ki her ürün, bir bilginin anlaşılmasıyla doğar.
Anlama süreci doğduğumuz an itibariyle başlar lakin asıl olarak okul hayatının başlamasıyla bu beceriyi geliştirmek için çaba harcarız. Öğrenciler, öğrenme yaşantıları boyunca pek fazla bilgiye maruz kalmaktadır. Tüm bilgiler bizi anlama sürecine götürüyorsa şayet tüm derslerde başarılı olabilmenin sırrı bilhassa okuduğunu anlama becerisini geliştirmekte yatar.
İlkokul çağından yüksek tahsile değin her bir basamak yükselen bir anlama gücünü gerektirmektedir. 1.sınıftan 8.sınıfı baz alarak analiz edecek olursak her bir sınıf düzeyinde Türkçe öğretim programı, öğrencinin okuduğunu anlama düzeyinin yükselmiş olmasını beklemektedir.
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere öğrencinin ilkokul 1.sınıfta okuduğu metin ve görsellere hakim olması, metindeki bilgileri kavraması beklenir. 3.sınıfa geldiğimizde programda yer alan okuduğunu anlama kazanımlarına ‘‘ana fikir bulma, hikaye unsurlarını bulma, kısa metinlerdeki mesajları kavrama, hayali ve gerçek unsurları ayırt etme, okudukları ile ilgili çıkarımlarda bulunma’’ olmak üzere daha üst düzey bilişsel faaliyette bulunmalarını gerektiren kazanımlar eklenir. 4.sınıfa geldiğimizde ise anlamaya dair temel kazanımların alt başlıkları artar ve aynı zamanda farklı kazanımlar eklenir. Örneğin, artık öğrenci okuduğu metinleri birbiriyle karşılaştırabilmeli, bilgi kaynaklarının güvenilirliğini sorgulamalıdır.
Özetleyecek olursak her sınıf düzeyinde üst düzey düşünme becerilerimizi geliştirmeyi hedefleriz. Müfredat ve dolayısıyla okul da bunu sağlamayı aşılar. Bir üst sınıf demek daha üst düzey anlama gücüne erişmek demektir.
Öğrenci, her bir sınıf düzeyinde okuduğunu anlama kabiliyetini geliştirmesi, tüm derslerindeki performanslarını tetikler çünkü öğrencilerin anlama gücü geliştikçe derslere karşı olan ilgileri artar ve dersi daha iyi takip edebilirler. Tabii okuma alışkanlığı kazanmalarında da okuduğunu anlama becerisi temel rol oynar, öğrenci anladıkça metin estetik zevk duygusu uyandırır, ilgi çeker ve öğrenci karakterler ile özdeşim kurabilir.
Okuduğunu anlamaya dair pek çok strateji bulunmaktadır. Bu stratejiler, öğrencinin metni anlama gücünü arttırır, daha etkili bir öğrenme ve nihayetinde artan bir akademik başarı sağlayabilir. Bu stratejilerin amaçları:
Anlama gücünü geliştirmek için uygulayacağımız okuduğunu anlama stratejileri üç ayrı sürece ayrılır; Okuma öncesi, okuma esnasında ve okuduktan sonra olarak sıralandırabiliriz. Aşağıda maddelediğim stratejilerde bu süreçte anlam gücümüzü geliştirmeye yöneliktir.
Başarılı bir okuyucu öncelikle metni ve eğer varsa görsellerini iyice incelemelidir. Ana hatlarıyla metnin unsurlarını gözlemlemeli, metnin ne anlattığını başlıktan ve kapaktan yola çıkarak tahmin etmeli, okumasına bir amaç vermelidir. Bu noktada hazırbulunuşluk devreye girmektedir. Öğrenci, metni anlamaya hazır olmalı, ön bilgilerini harekete geçirmelidir. Eğer metin, öğrencinin seviyesinin üstündeyse öğrenci metne kendisini hazırlayamayacağı gibi okuduğunu istenilen düzeyde anlamayabilir. O halde öğrencilerimizi, sınıf düzeylerine uygun metinlerle karşılaştırmalıyız.
Okuma öncesi, öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyini arttırarak ön bilgilerini harekete geçirmenin en güzel yollarından birisi, metnin konusu hakkında sorular sormaktır. Ayrıca okuma esnasında da metnin belli kısımlarında öğrencilere sorular sorup, metni anlayıp anlamadığını test edebilir ve zayıf kaldığı yönleri güçlendirebiliriz. Soru sormak, kitap okuma sürecini etkileşimli kılarak okumayı bir aktivite haline de getirir. Okuma bittikten sonra da metnin uyandırdığı estetik duygular hakkında ve metnin derin yapısına inilerek yazarın vermek istediği mesajın kavranmasına yönelik sorular, anlama gücünü pekiştirerek arttırır. Ayrıca öğrenciler, metne yönelik kendi çabalarıyla sorular hazırlayıp akranlarına sorular yönelttiklerinde de metinden yola çıkarak anlama gücü artar.
Okuma esnasında anlama gücünü geliştirmeye yönelik birbirinden farklı stratejiler bulunmaktadır. Bazı okurlar sesli, bazıları ise sessiz okuma yaparken okuduğunu anlama düzeylerinin daha iyi olduğunu düşünmektedir. Okuduğunu anlama düzeyimizin gelişimi için öncelikle akıcı bir okuma sergiliyor olmak gereklidir. Seviyemize uygun bir okuma hızına sahip olmak, okuduğumuzu anlamanın temel kuralıdır. Uygun bir hız, metni anlamak için gereken süreyi bizlere verirken yavaş okuyucular, metnin anlam bütünlüğüne daha zor ulaşır. Bu nedenle okuma hızımızı test etmeli ve uygun bir hızda okuyup okumadığımızı öğrenmeliyiz.
Metni ne kadar anladığımızı tespit edebilmenin yollarından birisi metni okuduktan sonra ne kadar hatırlıyor olduğumuza göz atmaktır. Metni daha iyi hatırlayabilmek için metnin küçük parçalarından yola çıkabiliriz. Metni bölümlere ayırmak, her bir bölümün sonunda ne anlatıldığına dair özet çıkarmak, anlama kabiliyetimizi geliştirir. Bu noktada dikkat edilmesi gerekilen, özet çıkarmayı bilmektir. Çünkü özetleme çalışmaları yapmadan önce nasıl özet çıkarıldığını bilmek gerekir. Özetleme becerisinde izlenmesi gereken bazı önemli adımlar vardır. Bu adımlar;
HİCRAN KUTBAY